Yorgun bakışlı
Şöyle geçmişe doğru baktığımda en büyük kazıkları hep kendime atmışım.
Bir başkasına değil,
bir başkası da değil.
Kendime..
Aynadaki o üşengeç,
gözlüklü,
yorgun bakışlı,
duyguları yüzündeki çizgilerden anlaşılan,
bakışları yüzüne iz etmiş kişiye..
Ödün dediğimiz şey bir başkasını mutlu etmiyorsa, vazgeçtiğimiz hakların sorumluluğu kimin üzerinde. İnsan hiç mi kendini sevmez diye sormadan edemiyorum kendime. Üstelik karşındaki bile belli aralıklarla bıçaklarını saplarken ve "mutlu edemediğimi" belirtirken..
Sonuç: kaybeden ben,
kazanan yok.
Yaş sınırı dayandı 37'ye. Bırak geriye dönmeyi ileriye bile miyopken gel de yazamaya çalış.
Hiç yorum yok: